BU ŞEHİR ARKANDAN GELECEKTİR!
Gülseren Karaçizmeli
"Yazın ilk günleri. Ulu manolya ağacının altında sonbahar yaprağı hüznünde yalnız başına oturan küçücük bir kız. Dalıp gitmiş. Bu yaşta neyin onu bu kadar hüzünlendirdiğinin adını koyamamış henüz ama içini acıtan bu durumun çok farkında. Bu hali hoşuna da gidiyor tuhaf bir şekilde. Kollarını bedenine sarmış, otururken düşünüyor. "Büyüdüğümde bileceğim bunun ne olduğunu, anlayacağım ve buraya gelip manolya ağacına söyleyeceğim" diyor kendine usulca. Verdiği karardan memnun yerinden kalkıp ağaca bakıyor sevgiyle ve geniş merdivenlerden okulunun alt bahçesine inmeye başlıyor. Kimse yok o gün okulda, birkaç görevli ve babası yalnız. Sanki birkaç gün önce arkadaşlarıyla dopdolu değilmiş, şimdi usulca indiği merdivenlerden neşeyle koşturmamışlar gibi o kadar kimsesiz görünüyor ki gözüne bahçe; babasının ona seslendiğini duyunca içi sevinçle doluyor. Eve gitme vakti, annesi bugün İstanbul'a gidecek gemiyle, onu yolculayacaklar. Çabuk hadi!"