Giriş - İletişim


 
 
 
 
 


Mülkiye

Lise ikinci sınıftan sonra sol’la tanışmıştım. Ve sol’un da o yıllarda en kayda değer adresli okulu Mektebi Mülkiyeydi. 30 yıl sonra güzel duygularla ayrıldım Ankara’dan. Bir de düşündüm. Mülkiyeli olmanın bana kattıkları ve kaybettirdiklerini...

BİA Haber Merkezi - Diyarbakır
28 Haziran 2008, Cumartesi

Şeyhmus DİKEN

Arada bir satır aralarında ya da değil, değinir geçerim, bir zamanlar Mülkiye Mektebinin rahleyi tedrisinden geçtiğimi…

Geriye dönüp bakıyorum ve tam 30 koca sene geçmiş ben Mektebi Mülkiye’nin Siyaset ve İdari Bilimler Bölümünü bitireli.

Unutmam mümkün mü?

Mülkiyeli yıllar

1974 yaz sonunda üniversite sınav sonuçları adreslerimize ulaşmıştı. O zamanlar Mülkiye, fen ve sosyal puanlarının toplanıp ikiye bölünmesinden çıkan “toplam” puanla öğrenci alıyordu.
Fen puanım 7 puan fazlasıyla Diyarbakır Tıp Fakültesini tutmasına rağmen inat ederek illa ki “Mülkiyeye gideceğim” demiştim.

Lise ikinci sınıftan sonra sol’la tanışmıştım. Ve sol’un da o yıllarda en kayda değer adresli okulu Mektebi Mülkiyeydi.

Daha önce hiç gitmediğim görmediğim Ankara’ya bir sabah vakti otobüsle ulaşmış. Soluğu okulda almıştım. Kapıda ilk tanıştığım, sonraki yıllarda da dostum olan ve hâlâ görüştüğüm arkadaşım Mustafa Işık, namı diğer “Pala Mustafa” olmuştu.

Benimle ilgilenmiş hem okula, hem de derneğe, SBF-Der’e kayıt olmamı sağlamıştı. Sonra Ulus’ta bir otelde mediko-sosyal işlemleri için de iki gün beklemek üzere kalmış ve kayıt işlemlerim bittikten sonra, Diyarbakır’a dönmüştüm.

Şimdilerde sanal grupla...

Ve tamı tamına otuz yıl sonrasına, bugüne dönersek... Bu yenidünya düzeni icadı bilgisayar teknolojisindeki İnternet ortamında bizimkilerin de sanal bir grubu var.

Grup, öğrencilik yıllarımızdaki derneğimiz Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğrenci Derneğinin kısaltılmış hâli SBF-Der isminden almış adını.

Genellikle 1970-80 yılları arasında yolu mülkiyeden geçmişlerden alıyor yükünü SBF-Der sanal grubu...

Sanal grup dedikse, hemen sahiden sanal olan, birbirleriyle pek görüşmeyen, yüzleşmeyen dertlerini sadece camın ardındaki bilgisayar denen aletle paylaşanlardan saymayın SBF-Der grubunu.

Nedenini bilmediğim bir uzaklık tezahürü

Basbayağı, yüz yüze iletişime de kıymet biçen bir grup SBF-Der grubu. Her fırsatta bir araya gelen bir grup.

En kayda değer bir araya geliş de yılda bir kez Haziran ayının ikinci hafta sonlarına denk gelen Ankara buluşması.

Benim cephemden ilk kez olarak, 14 Haziran günü ben de icabet ettim bu yılki buluşmaya.

Sabahın bir vaktinde Kızılay’daki Mülkiyeliler Birliğinin bahçesinde buluştuk yıllardır birbirlerini görmeyen benim gibilerin de aralarında bulunduğu bir grup olarak.

Sonra mezarlık ziyareti yaptık. Öldürülen, katledilen arkadaşlarımızın anısına…

Diyarbakır’dan götürdüğüm Mehmed Uzun’un mezarından alınmış birkaç avuç toprağı, “halkların dostluğu” adına birlikte serptik eski dernek başkanımız Hakan Şenyuva’nın mezarına. Toprakları birbirlerine karıştı, Mehmed Uzun’la Hakan Şenyuva’nın.

Sonra da okulun Siyasal'ın yolunu tuttuk.

Kurtuluş'tan sonra okul yoluna girdiğimizde bana bir haller oldu. Duygusallaştım birden, arabayı kullanan Vadi de, yanında oturan Hasan da fark ettiler duygusallaştığımı…

30 yıl evvel bitirmişim Mülkiye'nin Siyaset ve İdari Bilimler Bölümünü. O gün bu gündür gitmemişim eski okuluma.

Diplomamı bile Diyarbakır’dan vekâlet yolladığım bir arkadaşla aldırmıştım.
Bu uzak duruşumun “vefasızlık” ya da “ilgisizlik” gibi algılanmasını istemem. Nedense böylesine garip bir uzak duruş tezahürü gerçekleşmişti bende okulu bitirdikten sonra.
Nedenini ben de bilmiyorum.

Otuz sene okulda neleri değiştirmiş meğerse. Yerleşke alanına girerken Alkatraz adasındaki hapishaneye gidenlerin içinden geçtiği turnikeye benzer bir kameralı ve digital geçiş noktası bina etmişler mülkiye ile hukuk’un hafif eğimli yolunun hemen başına.

Herkes tepkiliydi görüntüye. Ama asıl vahimini katledilen arkadaşlarımızın anısına yeniden düzenlenen sınıfta yaptığımız toplantıda genç Siyasallıların anlatımından sonra öğrenecektik.
Bilimin, özgür düşüncenin, tartışma ve öğrenme adabının, öğretilmeye çalışıldığı eski siyasalın, korkunun patronları tarafından nasıl güvenlik kuşatmasına alındığını birebir öğrenecektik, “özel güvenlikçilerin” okulda nasıl “terör” estirdiklerini paylaşırken gençler…

Sonrası! Akşama gebeydi. Akşam daha kalabalık bir grupla bir otelin salonunda yemekteydik hep beraber. Gecenin konukları vardı, okuldaki hocalarımızdan Tuncer Bulutay ve İşaya Üşür. Bir de onur konuğumuz İsmail Beşikçi.

Güzel duygularla ayrıldım Ankara’dan. Bir de düşündüm. Mülkiyeli olmanın bana kattıkları ve kaybettirdiklerini. Haa, bir de unutmadan, Mülkiyeden mezuniyetimin otuzuncu yılında
Mülkiyeliler Birliğine üyelik için başvurumu…

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanlığı ve Mülkiyeliler Birliği'nin düzenlediği törende 70'li yıllarda öldürülen fakülte öğrencileri Adil Olcay, Ali Fuat Okan, Bahri Gülpınar, Hakan Şenyuva, Hakan Yurdakuler, İsmail Gökhan Edge ve Şevki Kobal anıldı.

soL (Ankara) Adlarına yaptırılan sınıfın açılışı ile başlayan programın ardından dönemin dekanı Cevat Geray ve Hakan Şenyuva'nın babası Emekli Tümgeneral İsmail Hakkı Şenyuva birer konuşma yaptı. Konuşmalarında Mülkiye öğrencilerinin dayanışması ve anti-emperyalist siyasetine atıfta bulunurlarken, bu değerlere günümüzde de ihtiyaç duyulduğu vurgulandı. Son olarak masrafları üstlenen firmanın Fakülte mezunu temsilcisi söz alarak katilin emperyalizm olduğuna dikkat çekti.

Adil Olcay: 17 Ekim 1979'da öldürüldü.
Ali Fuat Okan: 1 Mayıs 1976'da İstanbul Fındıkzade'de öldürüldü.
Bahri Gülpınar: 17 Ocak 1979'da fakültenin girişinde öldürüldü.
İsmail Gökhan Edge: 10 Aralık 1976 tarihinde Diyarbakır cezaevinde öldürüldü.
Hakan Şenyuva: 10 Haziran 1979'da öldürüldü.
Hakan Yurdakuler: 8 Nisan 1976'da Mülkiye'de öldürüldü.
Şevki Kobal: 16 Haziran 1980'de öldürüldü.

Anıları 218 nolu sınıfta yaşayacak

ANKARA Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF)'nde, 1976-1980 yılları arasındaki öğrenci olaylarında ölen 5 öğrenci anısına sınıf açıl¬dı. Hakan Yurdakuler, Ali Fuat Okan, Hakan Şenyuva, Şevki Kobal ve Bahri Gülpınar anısına yaptırılan dersliğin açılışına eski SBF Dekanı Prof. Dr. Cevat Geray, Mülkiyeliler Birli¬ği Başkanı Ali Çolak, Yönetmen Süreyya Sırrı Önder ile fakültenin eski me¬zunları ve öğrenciler katıldı.
Öğrencilerin dönem arkadaşlarınca yaptırılan ve "218 No'lu Sınıf" adı verilen derslik hakkında konuşan Prof. Dr. Cevat Geray, açılışın manevi

açıdan çok önemli olduğunu belirterek, o dönem yaşanan olaylar sırasında ölen öğ¬renciler ile onların dö¬nem arkadaşları ara¬sında dayanışma ol¬duğunu söyledi. Fa¬kültede 5 yıl dekanlık yaptığını hatırlatan Ge¬ray, böyle bir sınıf açıl¬masının kendisini çok mutlu ettiğini kaydetti. Açılışın ardından Prof. Aziz Köklü Salonunda, yönetmenliğini Sırrı Süreyya Önderin üstlendiği ve başrolünde Özgü Nanıal'ın oynadığı "Beynelmilel" filmi gösterildi.
Filmde rol alan Mersin Büyükşehir Belediye Bandosu, şarkıları davetliler için seslendirdi.

 

Mülkiye'de yeniden yumruklar havada

 

SBF'de 12 Eylül öncesi ölen 6 öğrenci için yaptırılan dersliğin açılışında, Mülkiyeliler saygı duruşunda sol yumruklarını kaldırdı

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde (Mülkiye), 1976-1980 yılları arasındaki öğrenci olaylarında ölen ve aralarında dönemin SBF Öğrenci Derneği (SBF-DER) Başkanı Hakan Şenyuva'nın da bulunduğu 6 öğrenci anısına yapılan sınıfın açılış töreni, katılanları eski günlere götürdü.

Şenyuva'nın yanı sıra, Hakan Yurdakuler, Ali Fuat Okan, Şevki Kobal, Mehmet Adil Olcay ve Bahrin Gülpınar anısına yaptırılan 218 No'lu dersliğin açılışındaki anma töreninde sol yumruklar havaya kaldırıldı.

Urban İnşaat şirketi tarafından yapılan dersliğin açılış töreninde şirket adına konuşan ve eski bir Mülkiyeli olan Yunus Işın, 6 arkadaşı adına herkesi saygı duruşuna davet ederken, yumruğunu havaya kaldırınca, sınıfta bulunan eski ve yeni öğrenciler Işın'a eşlik etti.

Törene, dönemin SBF Dekanı Prof. Dr. Cevat Geray, Mülkiyeliler Birliği Başkanı Ali Çolak, yönetmen Süreyya Sırrı Önder ile fakültenin eski mezunları ve öğrenciler katıldı.

10 Haziran 1979'da fakültenin arkasında bulunan Hoca Efendi Sokak'ta öldürülen SBF-DER Başkanı Hakan Şenyuva'nın babası Hakkı Şenyuva, Milliyet'e yaptığı açıklamada, oğlunu öldüren Fehmi Söylemez'in zaman aşımından yararlanarak cezaevine girmekten kurtulduğunu söyledi. Baba Şenyuva, oğlunu ülkücülerin öldürdüğünü belirterek, "Oğlum diplomat olacaktı. Emperyalizm, onun gibi tam bağımsızlık yanlısı, Atatürkçü gençliği hedef aldı" dedi.

Enternasyonal çaldı

Derslikte yapılan konuşmaların ardından Prof. Aziz Köklü Salonu'nda, yönetmenliğini Sırrı Süreyya Önder'in üstlendiği, başrolünde Özgü Namal ve Cezmi Baskın'ın oynadığı, "Beynelmilel" filmi gösterildi. 12 Eylül darbesinin ardından, askeri yönetimin sürdüğü bir dönemde, "Milli Güvenlik Konseyi" üyelerinin kente gelişi sırasında, "Sosyalist Enternasyonal" marşının çalınmasını konu edinen filmin gösterimi sırasında, filmde rol alan Mersin Büyükşehir Belediyesi bandosu salona girerek, "Sosyalist Enternasyonal" marşını çaldı.

İzleyenlerden büyük alkış alan canlı gösterimin ardından filme devam edildi. Filmin ardından kendisi de eski bir Mülkiyeli olan yönetmen Önder'e, Mülkiyeliler Birliği Başkanı Ali Çolak bir plaket verdi.

SBF-DER şehitleri anıldı

ANKARA (16.06.2007)- Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (AÜ.SBF) Öğrenci Derneği Başkanı iken, 10 Haziran 1979'de katledilen Hakan Şenyuva adlı devrimci bugün Cebeci Asri Mezarlığı'ndaki mezarı başında anıldı.

Siyasal Bilgiler Fakültesi Derneği’nden (SBF-DER) arkadaşları tarafından gerçekleştirilen anmada konuşan Füsun Çiçekoğlu, “Hakan’ı hiçbir zaman unutmayacağız, unutturmayacağız. Biz geride kalanlar mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi. “Devrimci arkadaşlarımızın adını taşıyan çocuklarımızla buradayız” şeklinde konuşan Çiçekoğlu, “Hakan ve tüm devrimci arkadaşlarımızın mücadelesi bizi de mücadelemizde cesaretlendiriyor” vurgusunda bulundu.

“Bugün SBF-DER üyesi devrimci arkadaşımız Şevki Kobal’ı da burada anıyoruz” şeklinde konuşmasını sürdüren Çiçekoğlu, “Onun mezarı Rize’de, ama o her zaman bizimle. Onların ışıkları bizim de yollarımızı aydınlatıyor” dedi. Çiçekoğlu “Her yıl burada olduğumda, bir yandan geride kalmış olmanın ağırlığını yaşarken, diğer yandan onların anısını yaşatıyor, verdikleri mücadeleyi yaşatmaya çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

Devrim şehitleri anısına yapılan saygı duruşunun ardından Şenyuva’nın mezarına karanfiller bırakıldı.

Törenin ardından SBF-DER üyeleri, 16 Haziran 1980 yılında öldürülen devrimci Şevki Kobal’ın annesini ziyaret etti.



Üye Girişi
Üye - Parola

Haberler
-12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında
-darbelere karşı eylül etkinlikleri başladı
-13 Haziran Ankara Buluşması
-PANEL : Seçimleri Okumak
-150. YILDA SBF<d>DER ETKİNLİKLERİ
Tüm Haberler

Yazarlar
Hasan Hüseyin Özkan
Murat Utkucu
Yunus Işın
Sinan Kasımoğlu
Kumru Başer
Osman Akınhay
Mehmet Ay
Fikret Yakar
İshak Kocabıyık
Handan Koç
Gülseren Karaçizmeli


SBFDER Web © 2008. Her Hakkı Saklıdır. Ana Sayfa |  Hakkımızda |  Fotoğraflar |  Yaşattıklarımız |  Yazılar
Sanat Galerisi |  SBF<d>DER |  Haberler |  Üyeler |  Linkler |  İletişim