Giriş - İletişim |
|
Mülkiye BİA Haber Merkezi - Diyarbakır Arada bir satır aralarında ya da değil, değinir geçerim, bir zamanlar Mülkiye Mektebinin rahleyi tedrisinden geçtiğimi… Geriye dönüp bakıyorum ve tam 30 koca sene geçmiş ben Mektebi Mülkiye’nin Siyaset ve İdari Bilimler Bölümünü bitireli. Unutmam mümkün mü? Mülkiyeli yıllar 1974 yaz sonunda üniversite sınav sonuçları adreslerimize ulaşmıştı. O zamanlar Mülkiye, fen ve sosyal puanlarının toplanıp ikiye bölünmesinden çıkan “toplam” puanla öğrenci alıyordu. Lise ikinci sınıftan sonra sol’la tanışmıştım. Ve sol’un da o yıllarda en kayda değer adresli okulu Mektebi Mülkiyeydi. Daha önce hiç gitmediğim görmediğim Ankara’ya bir sabah vakti otobüsle ulaşmış. Soluğu okulda almıştım. Kapıda ilk tanıştığım, sonraki yıllarda da dostum olan ve hâlâ görüştüğüm arkadaşım Mustafa Işık, namı diğer “Pala Mustafa” olmuştu. Benimle ilgilenmiş hem okula, hem de derneğe, SBF-Der’e kayıt olmamı sağlamıştı. Sonra Ulus’ta bir otelde mediko-sosyal işlemleri için de iki gün beklemek üzere kalmış ve kayıt işlemlerim bittikten sonra, Diyarbakır’a dönmüştüm. Şimdilerde sanal grupla... Ve tamı tamına otuz yıl sonrasına, bugüne dönersek... Bu yenidünya düzeni icadı bilgisayar teknolojisindeki İnternet ortamında bizimkilerin de sanal bir grubu var. Grup, öğrencilik yıllarımızdaki derneğimiz Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğrenci Derneğinin kısaltılmış hâli SBF-Der isminden almış adını. Genellikle 1970-80 yılları arasında yolu mülkiyeden geçmişlerden alıyor yükünü SBF-Der sanal grubu... Sanal grup dedikse, hemen sahiden sanal olan, birbirleriyle pek görüşmeyen, yüzleşmeyen dertlerini sadece camın ardındaki bilgisayar denen aletle paylaşanlardan saymayın SBF-Der grubunu. Nedenini bilmediğim bir uzaklık tezahürü Basbayağı, yüz yüze iletişime de kıymet biçen bir grup SBF-Der grubu. Her fırsatta bir araya gelen bir grup. En kayda değer bir araya geliş de yılda bir kez Haziran ayının ikinci hafta sonlarına denk gelen Ankara buluşması. Benim cephemden ilk kez olarak, 14 Haziran günü ben de icabet ettim bu yılki buluşmaya. Sabahın bir vaktinde Kızılay’daki Mülkiyeliler Birliğinin bahçesinde buluştuk yıllardır birbirlerini görmeyen benim gibilerin de aralarında bulunduğu bir grup olarak. Sonra mezarlık ziyareti yaptık. Öldürülen, katledilen arkadaşlarımızın anısına… Diyarbakır’dan götürdüğüm Mehmed Uzun’un mezarından alınmış birkaç avuç toprağı, “halkların dostluğu” adına birlikte serptik eski dernek başkanımız Hakan Şenyuva’nın mezarına. Toprakları birbirlerine karıştı, Mehmed Uzun’la Hakan Şenyuva’nın. Kurtuluş'tan sonra okul yoluna girdiğimizde bana bir haller oldu. Duygusallaştım birden, arabayı kullanan Vadi de, yanında oturan Hasan da fark ettiler duygusallaştığımı… 30 yıl evvel bitirmişim Mülkiye'nin Siyaset ve İdari Bilimler Bölümünü. O gün bu gündür gitmemişim eski okuluma. Diplomamı bile Diyarbakır’dan vekâlet yolladığım bir arkadaşla aldırmıştım. Otuz sene okulda neleri değiştirmiş meğerse. Yerleşke alanına girerken Alkatraz adasındaki hapishaneye gidenlerin içinden geçtiği turnikeye benzer bir kameralı ve digital geçiş noktası bina etmişler mülkiye ile hukuk’un hafif eğimli yolunun hemen başına. Herkes tepkiliydi görüntüye. Ama asıl vahimini katledilen arkadaşlarımızın anısına yeniden düzenlenen sınıfta yaptığımız toplantıda genç Siyasallıların anlatımından sonra öğrenecektik. Sonrası! Akşama gebeydi. Akşam daha kalabalık bir grupla bir otelin salonunda yemekteydik hep beraber. Gecenin konukları vardı, okuldaki hocalarımızdan Tuncer Bulutay ve İşaya Üşür. Bir de onur konuğumuz İsmail Beşikçi. Güzel duygularla ayrıldım Ankara’dan. Bir de düşündüm. Mülkiyeli olmanın bana kattıkları ve kaybettirdiklerini. Haa, bir de unutmadan, Mülkiyeden mezuniyetimin otuzuncu yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanlığı ve Mülkiyeliler Birliği'nin düzenlediği törende 70'li yıllarda öldürülen fakülte öğrencileri Adil Olcay, Ali Fuat Okan, Bahri Gülpınar, Hakan Şenyuva, Hakan Yurdakuler, İsmail Gökhan Edge ve Şevki Kobal anıldı. soL (Ankara) Adlarına yaptırılan sınıfın açılışı ile başlayan programın ardından dönemin dekanı Cevat Geray ve Hakan Şenyuva'nın babası Emekli Tümgeneral İsmail Hakkı Şenyuva birer konuşma yaptı. Konuşmalarında Mülkiye öğrencilerinin dayanışması ve anti-emperyalist siyasetine atıfta bulunurlarken, bu değerlere günümüzde de ihtiyaç duyulduğu vurgulandı. Son olarak masrafları üstlenen firmanın Fakülte mezunu temsilcisi söz alarak katilin emperyalizm olduğuna dikkat çekti. Adil Olcay: 17 Ekim 1979'da öldürüldü. Anıları 218 nolu sınıfta yaşayacak ANKARA Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF)'nde, 1976-1980 yılları arasındaki öğrenci olaylarında ölen 5 öğrenci anısına sınıf açıl¬dı. Hakan Yurdakuler, Ali Fuat Okan, Hakan Şenyuva, Şevki Kobal ve Bahri Gülpınar anısına yaptırılan dersliğin açılışına eski SBF Dekanı Prof. Dr. Cevat Geray, Mülkiyeliler Birli¬ği Başkanı Ali Çolak, Yönetmen Süreyya Sırrı Önder ile fakültenin eski me¬zunları ve öğrenciler katıldı.
Mülkiye'de yeniden yumruklar havada
SBF'de 12 Eylül öncesi ölen 6 öğrenci için yaptırılan dersliğin açılışında, Mülkiyeliler saygı duruşunda sol yumruklarını kaldırdı Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nde (Mülkiye), 1976-1980 yılları arasındaki öğrenci olaylarında ölen ve aralarında dönemin SBF Öğrenci Derneği (SBF-DER) Başkanı Hakan Şenyuva'nın da bulunduğu 6 öğrenci anısına yapılan sınıfın açılış töreni, katılanları eski günlere götürdü. Şenyuva'nın yanı sıra, Hakan Yurdakuler, Ali Fuat Okan, Şevki Kobal, Mehmet Adil Olcay ve Bahrin Gülpınar anısına yaptırılan 218 No'lu dersliğin açılışındaki anma töreninde sol yumruklar havaya kaldırıldı. Urban İnşaat şirketi tarafından yapılan dersliğin açılış töreninde şirket adına konuşan ve eski bir Mülkiyeli olan Yunus Işın, 6 arkadaşı adına herkesi saygı duruşuna davet ederken, yumruğunu havaya kaldırınca, sınıfta bulunan eski ve yeni öğrenciler Işın'a eşlik etti. Törene, dönemin SBF Dekanı Prof. Dr. Cevat Geray, Mülkiyeliler Birliği Başkanı Ali Çolak, yönetmen Süreyya Sırrı Önder ile fakültenin eski mezunları ve öğrenciler katıldı. 10 Haziran 1979'da fakültenin arkasında bulunan Hoca Efendi Sokak'ta öldürülen SBF-DER Başkanı Hakan Şenyuva'nın babası Hakkı Şenyuva, Milliyet'e yaptığı açıklamada, oğlunu öldüren Fehmi Söylemez'in zaman aşımından yararlanarak cezaevine girmekten kurtulduğunu söyledi. Baba Şenyuva, oğlunu ülkücülerin öldürdüğünü belirterek, "Oğlum diplomat olacaktı. Emperyalizm, onun gibi tam bağımsızlık yanlısı, Atatürkçü gençliği hedef aldı" dedi. Enternasyonal çaldı Derslikte yapılan konuşmaların ardından Prof. Aziz Köklü Salonu'nda, yönetmenliğini Sırrı Süreyya Önder'in üstlendiği, başrolünde Özgü Namal ve Cezmi Baskın'ın oynadığı, "Beynelmilel" filmi gösterildi. 12 Eylül darbesinin ardından, askeri yönetimin sürdüğü bir dönemde, "Milli Güvenlik Konseyi" üyelerinin kente gelişi sırasında, "Sosyalist Enternasyonal" marşının çalınmasını konu edinen filmin gösterimi sırasında, filmde rol alan Mersin Büyükşehir Belediyesi bandosu salona girerek, "Sosyalist Enternasyonal" marşını çaldı. İzleyenlerden büyük alkış alan canlı gösterimin ardından filme devam edildi. Filmin ardından kendisi de eski bir Mülkiyeli olan yönetmen Önder'e, Mülkiyeliler Birliği Başkanı Ali Çolak bir plaket verdi. SBF-DER şehitleri anıldı ANKARA (16.06.2007)- Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (AÜ.SBF) Öğrenci Derneği Başkanı iken, 10 Haziran 1979'de katledilen Hakan Şenyuva adlı devrimci bugün Cebeci Asri Mezarlığı'ndaki mezarı başında anıldı. |
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
SBFDER Web © 2008. Her Hakkı Saklıdır. |
Ana Sayfa |
Hakkımızda |
Fotoğraflar |
Yaşattıklarımız |
Yazılar Sanat Galerisi | SBF<d>DER | Haberler | Üyeler | Linkler | İletişim |