Giriş - İletişim


 
 
 
 
 


Adil Olcay’ı ziyarete giderken çok şey öğrendim. Sizlerle paylaşmak isterim.

 

Ülkü, Hasan Hüseyin ve Hasan Ceylan’la (isimler yaş sırasına göre yazılmıştır) ben Adil Olcay’ı anmak için Gölbaşı’na giderken Adana’da buluşacaktık.Ben İstanbul dan erken geldim. Birkaç saat aylaklık ederek onları bekledim. Şalgam içtim. Adana müzesini gezdim. Meydan semti daha fakirlerin, Ziyapaşa Bulvarı daha zenginlerin yeri onu öğrendim. Arkadaşlarla buluşup karnımızı güzelce doyurduk ya, arabamız, hemen tamir edilemediği için Adana’da üç dört saat bekledik. Bu arada ben debriyaj telinin ne olduğunu, Vosvagen bile olsa on yıl yaşamış bir arabının eski model muamelesi gördüğünü , bu işi ben iyi yaparım diyen her tamircinin sözüne güvenilmeyeceğini öğrendim. En büyük Cengiz Usta, adresi Hasan Ceylan'ın plakasında) Bu bekleme süresinde arabanın durup kaldığı yer olan lastikçi Atilla’nın metruk mekanının hemen karşısındaki kanalın üstüne köprü misali kondurulmuş tuhaf güzel bir gazino- kahve idi. Burada sekiz dokuz el okey çevirdik ve ben kurallarını hiç bilmediğim okey oyununu öğrendim.

Nice sonra yola çıktık. Ceyhan Osmaniye diye devam ettik. Tünellerden geçtik, tepeler tırmandık. Derken Hasan Hüseyin?in bir lise talebesiyken bisikletle yokuş aşağı vurup sonra yokuş yukarı fırladığı, serin sularda yıkandığı bir köprü başına geldik. İşte Adıyaman’a gelmiştik. Adıyaman'da Hasan'ın arkadaşım dediği birinin gerçekten arkadaşı olduğunu öğrendik. Ahmet ve Songül ve bana yatağını bırakan kızları Hatice tarafından ağırlandık, ikramlandık, çaylar içtik. Sonra Adıyaman mahsulü incirler üzümler yedik. Bunlar bağbozumu meyveleriydi ve pek güzeldi. Fotoğraf bohçalarını açtık. Fotoğraflara bakarken Adil’in de muhtemelen çocukken geçtiği Adıyaman’ın yollarından geçtik, fotoğraflara bakarken Sultanahmet’e gittik, Metris’e gittik, yaylalara gittik, ovalara gittik.

Derken sabah oldu. Adil Olcay’ımızın artık bizler gibi saçlarına ak düşmüş olan ortaokul arkadaşlarıyla, kız kardeşleriyle, yeğeniyle, eniştesiyle buluştuk. Dar Gölbaşı gazetesi bürosuna sığmadık. Karşısındaki kahveye gittik. Adil’in kız kardeşlerine habire ablaları diyen dilim bana Adil in ne kadar genç öldüğünü ve aklımda kalan genç yüzünün içimi ne kadar burktuğunu bir kere daha öğretti. Adil in mezarının başına gittiğimizde mezar taşında “Halk Düşmanları Tarafından Öldürüldü” diye yazdığını görünce şunu farkettim. Öylesine bir ölüm değil bu ölüm ya, Adil de öylesine bir insan değildi. Bu mezarından belli olmalıydı. Biraz önce kahvede Gölbaşı’ na gelen cenazesinin onlara verilmediğini, cenazeye askerlerin kimseyi yaklaştırmadığını, ama onların sabaha kadar nöbet tutup Adil’e sahip çıktıklarını dinlemiştik. Adil in ölümü tesadüf değildi. Bunu yapanlar halkın düşmanlarıydı. Bunu biz biliyorduk ama bunun mezar taşında yazmasının ayrı bir anlamı vardı .Tarihimizi bizsiz-kimsesiz bırakmanın ne kadar acı bir şey olacağını orada bir kez daha öğrendim.

Adil’i “kırmızı gül demet demet“ türküsünü SBF de, koroda çalışırken hatırlıyorum en çok diye anlattım dostlarına. Ne kadar az çıkardı sesi. Onu hiç öfkeli veya şımarık, despot ya da serseri bir halde görmedim. Öğrendim ki çocukluğundan beri öyleymiş. O okulunun en akıllısı, kız kardeşlerinin biricik abisiymiş. Onları matematik çalıştırırmış, çiçeklerini sularmış, marş söylermiş. Herkese yardım edermiş, herkes onu çok sever sayarmış. Orada onlar Adillerini, biz Adilimizi anlattık. Onun genç başını, anılarımızda sevip okşadık.

Derken geri yola çıktık. Yolda Shop Kebap diye bir yerin önünden ceviz aldık, üzüm aldık. Hasan nar istedi bulamadık. Sağımız bağ, solumuz fıstık ağacı yerlerden geçtik. Ben bu yolculukta çok şey öğrendim, gördüm. Ben Adil'e giderken Göksu deresi kenarında ayrı kökten çıkıp sonra birbirlerine bağlanan çınar ağaçları gördüm. Orada uzakta bir yerlerdeki Nurhak dağını gördüm.

Handan Koç
20 Ekim 2005



Üye Girişi
Üye - Parola

Haberler
-12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında
-darbelere karşı eylül etkinlikleri başladı
-13 Haziran Ankara Buluşması
-PANEL : Seçimleri Okumak
-150. YILDA SBF<d>DER ETKİNLİKLERİ
Tüm Haberler

Yazarlar
Hasan Hüseyin Özkan
Murat Utkucu
Yunus Işın
Sinan Kasımoğlu
Kumru Başer
Osman Akınhay
Mehmet Ay
Fikret Yakar
İshak Kocabıyık
Handan Koç
Gülseren Karaçizmeli


SBFDER Web © 2008. Her Hakkı Saklıdır. Ana Sayfa |  Hakkımızda |  Fotoğraflar |  Yaşattıklarımız |  Yazılar
Sanat Galerisi |  SBF<d>DER |  Haberler |  Üyeler |  Linkler |  İletişim