Giriş - İletişim


 
 
 
 
 


Kaybolmamak

 

Bir üniversite binasının önünden geçerken, ya da dertsiz, tasasız dolaşan üniversite öğrencilerini gördüğüm de kendi öğrencilik yıllarım gelir aklıma kimi zaman. Bazen özlerim delikanlılığımı, bazen de hatırlamak bile ürkütür o yılların karmaşasını. Zamane delikanlılarının coşkularını, keyiflerini gördükçe ziyan olduğunu düşündüğüm de olmuştur o geri gelmeyecek yılların. Ama yine o günlerin yiğit ve namuslu kavgalarından gururlandığım, böbürlendiğim de olmuştur. Hâsılı, ne idi, ne değildi bu işin hesabın tam çözememişken, bu yıl üniversiteye başlayacak kızımı Işık Üniversitesinin Şile kampüsünde yurda yerleştirmeğe götürdüm.
     Bakın neler düşündüm;

Yahu! 1974 yılının Eylül ayında SBF’nin kapısından ilk kez giren ’’Çocukların’’, etrafımdaki, çoğu 17–18 yaşlarında ki şu bir lokma çocuklardan farkı ne idi ki? Elbette bir sürü şey sıralanabilir, ama bir fark çok sarsıcı. 30 yıl öncesinin yeni yetmeleri dünyanın, ülkenin ve toplumun sorunlarını sahiplendiler, çözümler aradılar ve kendilerince buldular da. Sonra bu çözümler için harekete geçtiler örgütlediler, örgütlendiler, dünyayı avuçlarında hissettiler. Haksızlığa, adaletsizliğe isyan ettiler. Kan, ter, gözyaşı akıtıldı, hem de hiçbir şey beklenmeksizin. Birçok yiğit ve namuslu kavga yapıldı, hem de pek üstüne vazife olmadığı halde. Belki de en inançlılar, en cesurlar çekti en büyük acıları.

Neydi bu yapılan? Sorumluluk, yiğitlik, fedakârlık, cüretkârlık belki ve hatta küstahlık… Adı ne olursa olsun istenen şey belli idi. Sevdiğimiz ve gelecekte yaşayacağımız bu ülkede özgürlük, demokrasi, hukuk ve adaletti istenen. Bu günden geriye bakıp ülkenin kaybettiklerini, yaşanan sıkıntıları görünce yapılan tespitlerin doğruluğu irkiltici. Öyle ya, bağımsız olmayı beceremezsen kafana çuvalı geçirirler, hak, hukuk, adalet olmazsa yüz milyarlarca dolarlık soygunlar yapılır, yapanında yanına kar kalır.

Bu gün çocuklarımızı yargılama hakkımız var mı ve bu ne derece doğru olur bilmiyorum ama şu tespiti yapmak kaçınılmaz. Çocuklar bu ülkeye ve bu ülkenin geleceğine ne kadar inanıyorlar emin değilim. Birbirlerine ne kadar inanıyorlar bilmiyorum. Birlikte iyi bir şeyler yapabileceklerinin, bir şeyleri değiştirebileceklerinin, güçlerinin farkındalar mı acaba?

Derdim, işi biz çok mükemmeldik, başkaları o kadar iyi değildi noktasına götürmek değil. Ama yaşadıklarımızın da gerçekten çok özel, bir yerlerde izi kalması gereken, birilerince de bilinmesi gereken şeyler olduğu da aşikâr. O günlerin duygu, düşünce ve değerleri bir yerlere işlenmeli, kaybolmamalı.

10.02.2005
Fikret Yakar



Üye Girişi
Üye - Parola

Haberler
-12 Eylül 1980 askeri darbesi sonrasında
-darbelere karşı eylül etkinlikleri başladı
-13 Haziran Ankara Buluşması
-PANEL : Seçimleri Okumak
-150. YILDA SBF<d>DER ETKİNLİKLERİ
Tüm Haberler

Yazarlar
Hasan Hüseyin Özkan
Murat Utkucu
Yunus Işın
Sinan Kasımoğlu
Kumru Başer
Osman Akınhay
Mehmet Ay
Fikret Yakar
İshak Kocabıyık
Handan Koç
Gülseren Karaçizmeli


SBFDER Web © 2008. Her Hakkı Saklıdır. Ana Sayfa |  Hakkımızda |  Fotoğraflar |  Yaşattıklarımız |  Yazılar
Sanat Galerisi |  SBF<d>DER |  Haberler |  Üyeler |  Linkler |  İletişim