ŞEYHMUS DİKEN uzun yıllardır sivil toplum alanını kendine uğraş olarak seçmiştir. Aktif bir sivil toplumcu olan Şeyhmus Diken çeşitli sivil toplum örgütlerinde gönüllü olarak yönetici, üye ve danışma kurulu üyesi kimlikleriyle çalışmaktadır.
Sivil Toplum alanının dışında Kent Kültürü, Kent Kimliği ile Yerel ve Sözlü Tarih ilgi alanıdır.
Yazar kimliği nedeniyle Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS) üyesi ve Uluslararası PEN Yazarlar Örgütü Türkiye Merkezi’nin Diyarbakır Temsilcisi’dir.
Şeyhmus Diken 5 yıldan bu yana her Pazar “Günün Doğusu” köşesi ile BirGün gazetesinde yazıyor. Ayrıca, www.bianet.org ile www.diyarbekir.net sitelerinde sürekli olarak yazıyor.
Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Siyaset ve İdari Bilimler Bölümü 1978 mezunu olan Şeyhmus Diken evlidir, Dara ve Dengin isimlerinde iki oğlu vardır. Diyarbakır'da doğmuştur. İçişleri Bakanlığı bünyesinde kısa süreli mülki amirlik (üç yıl) memuriyeti 12 Eylül askeri darbesi ile son bulmuştur. Yaşamını Diyarbakır'da Diyarbakır Büyükşehir Belediyesinde Başkan Danışmanı olarak sürdürmektedir.
Şeyhmus Diken'in yayınlanmış kitapları:
Kürdilihicazkâr Metinler (Doruk, Ankara 1997)
Güneydoğu'da Sivil Hayat (Metis, İstanbul 2001)
Sırrını Surlarına Fısıldayan Şehir, Diyarbakır (İletişim, İstanbul 2002, 6. Baskı 2007)
Diyarbekir Diyarım Yitirmişem Yanarım (İletişim, İstanbul 2003, 3. Baskı 2009 Ocak)
Tango ve Diyarbakır (Lîs, 2004 Diyarbakır)
İsyan Sürgünleri (İletişim, 2005 İstanbul)
Türkiye'de Sivil Hayat ve Demokrasi (Dipnot, Ankara 2006)
Amidalılar, Sürgündeki Diyarbekirliler (İletişim, İstanbul 2007)
Taşlar Şahit (Lîs Yayınları, Diyarbakır, 2008-Eklerle 2.basım 2008 Aralık)
Zevalsiz Ömrün Sürgünü Mehmed Uzun (Lis Yayınları-2009 Ocak)
Kürtçe Baskılar
Diyarbekir, Bajarê Ku Razên Xwe Ji Bircên Xwe Re Dibilîne (Sırrını Surlarına Fısıldayan Şehir: Diyarbakır kitabı, Kürtçenin Kurmancî lehçesine çevrilerek, Lîs Yayınları arasından çıktı. Çeviri: Zeynep Yaş, Diyarbekir, 2006)
Dûrxirawekanî Raperîn (İsyan Sürgünleri Kürtçe’nin Soranî lehçesine çevrilerek Herêma Kurdistan Wezareta Rewşenbîrî Yayınları ve Bîr Yayınları’nın ortak kitabı olarak çıktı. Çeviri: Feyzullah Brahîm Xan, 2007)
e-mail: seyhmusdiken@gmail.com
|
Amidalılar Sürgündeki Diyarbekirliler
12 Eylül 1980 sonrasında veya arefesinde Diyarbakır’dan ‘gitmek’ zorunda kalan ve çoğu yirmi yılı aşkın süre gurbette yaşayan Kürt siyasal mültecilerle söyleşiler yer alıyor bu kitapta.
Önce çocukluklarının, gençliklerinin Diyarbekir’ine ( ve Lice’sine, Silvan’ına, Ergani’sine, Pîran’ına...) dair hatırladıklarını anlatıyorlar. Sonra, 1960’ların sonlarından 1970’lere uzanan yoğun siyasal hareketlilik döneminin aktivistleri olarak, bu döneme ilişkin tanıklıklarını aktarıyorlar. Nihayet, 12 Eylül 1980 darbesi sonrasındaki atmosferi ve gerek Ortadoğu’da, gerek Avrupa’daki sürgünlük yaşantılarını hikâye ediyorlar.
Mülteciliğin iki boyutunu da ortaya seriyor bu deneyimler: Hem tahribatı, çilesi, özlemleri – bilhassa Diyarbakır’ın burunda tütüşü...
Hem de Avrupa’da bir “Kürt diaspora”sının oluşumuna etkileri – özellikle “İsveç Ekolü” olarak tanımlanan diaspora ortamının ortaya çıkışı...
Şeyhmus Diken’in yaptığı söyleşiler, Diyarbakır ‘muhabbeti’yle ilgili olduğu kadar, Kürt siyasal hareketinin ideolojik evreniyle ilgili zengin bir dokümantasyon da sunuyor. Mehmed Uzun’un “Sunuş”u, Tarık Ziya Ekinci’nin “sürgünlük” olgusu üzerine bir değerlendirmesi... ve Tarık Ziya Ekinci, Fevzi Karadeniz, Aziz Alış, J. İhsan Espar, Mehdi Zana, Mahmut Önder, Zerruk Vakıfahmetoğlu, Malmîsanij, Gani Cansever (Heval), Keya İzol, Yaşar Karadoğan, Amed Tîgrîs (A. Meki Dalaba), Abid Dündar, Goran Candan, Haydar Diljen, Bayram Ayaz, Nedim Dağdeviren, Zekeriya Çelik, Kutbettin Alış, Sait Güven, Vildan Saim Tanrıkulu’yla yapılan söyleşiler. (İletişim Yayınları)…
|
|
Diyarbekir diyarım yitirmişem yanarım
Diyarbakır, tarihi beş bin yıla dayanan bir kadim şehir. Defalarca işgal edilmiş, yıkılmış, tekrar kurulmuş...
Son yüzyılda ise Diyarbakır, büyük siyasi olayların ve hükümet politikalarının yanısıra, modernliğin ve kapitalizmin bu coğrafyadaki ilerleyişiyle de altüst olmuş. Şehrin olağanüstü incelmiş zanaat kültürünün, musiki zevkinin, "edeb ve erkânının" yitişinin sebebi, şehrin zengin etnik mozaiğinin dökülüp saçılması değil sadece. Bu da var, ama genel bir ‘hoyratlaşma’ da var.
Sırrını Surlarına Fısıldayan Şehir: Diyarbakır’ın yazarı Şeyhmus Diken, şehrin son yetmiş-seksen yıldaki değişimine tanıklık etmiş eski Diyarbakırlılarla sohbet etti...
Diyarbakır’ı "Diyarbekir" olarak bilen kıdemli hemşehriler...
Öleyazmış zenaatları; unutulmuş âdetleri, dostlukları, yarenlikleri; makamlı ezanları; yitik mezarlıkları; bitik kiliseleri; ruhu kaçmış sokakları... anlatıyorlar. Olgun bir şehir kültürü içinde yaşamanın tadını hatırlıyorlar: Arif insanlar için "Diyarbekir mezunu" tabirinin kullanılmasına vesile olacak kadar nam salmış bir şehir kültürünün...(İletişim Yayınları)
|
|
Diyarbekir
Şeyhmus Diken’in Sırrını Surlarına Fısıldayan Şehir, Diyarbakır kitabının Zeyneb Yaş tarafından Kürtçenin Kurmanci lehçesine çevrilip yayınlanmış hali.
|
|
Dûrxirawekanî Raperîn
Şeyhmus Diken’in İsyan Sürgünleri kitabının Kürdistan Bölgesi Kültür Bakanlığı tarafından Arap Alfabesiyle Kürtçenin Sorani lehçesine çevrilip yayınlanan kitabı.
|
|
Güneydoğu'da Sivil Hayat
Son yirmi yılını şiddetle iç içe yaşayarak geçiren Güneydoğu'da sivil toplumculuk olabilir mi? Çok keskin tarafların olduğu; bunun da ötesinde her gün dökülen bir coğrafyada, örneğin tüketici haklarını ya da tarihi-kültürel eserlerin korunmasını savunmak nasıl bir duygu?
Kendisi de aktif bir sivil toplumcu olan Şeyhmus Diken'in 40 sivil toplum kuruluşunun temsilcileriyle yaptığı görüşmeler sonucu ortaya çıkan Güneydoğu'da Sivil Hayat bu bölgede sivil toplum uğraşı verenlerin sorunlarının, hedeflerinin ve özlemlerinin bir dökümü.
Kitabın sonunda yer alan Yuvarlak Masa'da ise ortak sorunlar masaya yatırılıyor. Bu bölgede yıllardır süren çatışma ortamı yüzünden sesleri bastırılan farklı iradelere, hiç değilse bir kitap boyutunda temsil olanağı sağlamayı önemli buluyoruz. (Metis Yayınları)
|
|
İsyan Sürgünleri
"Diyarbekir Diyarım, Yitirmişem Yanarım"dan sonra Şeyhmus Diken bu kitabında da eski Diyarbakırlılarla sohbet ediyor, Diyarbakır’ın hikâyesini anlatmaya devam ediyor.
Bu sefer anlatılanların merkezinde 1925 Şeyh Said İsyanı ve sonrasında yaşanan sürgünler, yerinden yurdundan edilmeler, gurbette kurulan yeni yaşamlar, aflar, geri dönüşler var. İsyanın şehri ve insanlarını nasıl etkilediğinin; geçmişin bugünde nasıl sürdüğünün; isyanın zamanla şehre nasıl damgasını vurduğunun hikâyesi...
Cemiloğullarının, Azizoğullarının, Öngörenlerin ve daha nice köklü büyük ailenin Diyarbakır’dan, yurtlarından koparılarak Lüleburgaz'a, Ordu'ya, Denizli'ye, Konya'ya, Adana'ya, Mersin'e, Suriye'ye savrulan yaşamları; yollar, yolculuklar, gurbet elde yaşama, kimliklerini koruma savaşları, geri dönüşler, dönemeyişler, tekrar sürgünlükler...
İsyanı yaşayanların, sürgünde doğanların tanıklıklarıyla, hayat hikâyeleriyle, şiirlerle, ağıtlarla, fotoğraflarla anlatılıyor bu çarpıcı tarih. Tüm bu zengin malzemeler sayesinde kitap, yaşananları resmî tarihin kalıpları dışında, birinci el tanıkların ağzından, günlük hayatın olanca canlılığıyla aktarıyor. İsyan Sürgünleri’nde, isyanın şehrin kimliğine ne denli nakşolduğunu, seksen yıl sonra dahi insanlar için kendilerini ve şehirlerini anlatırken nasıl temel bir referans noktası olduğunu görüyoruz. (İletişim Yayınları)
|
|
Kürdilihicazkar Metinler
"Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden öğrencim olmasıyla övündüğüm, sonra çalışma arkadaşım olmasıyla gururlandığım Şeyhmus Diken, bu işleyen soruna duygusal ve ideolojik açıdan değil, aklın ve bilimin nesnel ölçütleriyle yaklaşmayı denedi. Sorunu, bizzat yaşayan, anlayan bir katılmacının içtenliğiyle ‘içeriden' anlatmaya çalıştı.
Bu kitaptan hepimizin öğreneceği şeyler var. Başta da ‘Yöneteceğim' veya ‘Yöneticiyim' diyenlerin..."
Doğu ERGİL (Doruk Yayınları)
|
|
Zevalsiz Ömrün Sürgünü Mehmed Uzun
Şeyhmus Diken, edebi diliyle, naif üslubuyla eski bir dostuna, arkadaşına vefa borcunu ödeyerek böylesine zor bir işe soyunduğunun kanıtını “Zevalsiz Ömrün Sürgünü Mehmed UZUN” kitabıyla paylaşıyor okurlarıyla.
Bu kitap hem Mehmed Uzun okurlarına bir yazarın son günlerini öğrenme açısından, hem de okurun, yazarının ruh dünyasını tanıması ve Mehmed Uzun okumaları noktasından da büyük yararı olacak.
Ayrıca Mehmed Uzun hakkında edebi çalışmalar ve araştırma - belgesel hazırlayacaklar açısından da büyük yararı olacak. Büyük edebiyatçı Yaşar Kemal “Zevalsiz Ömrün Sürgünü Mehmed Uzun” kitabının arka kapağına alınan paragrafına bakın ne demiş: “Cenazede kürsüye çıktığımda, baktım, en az yirmi bin kişi gelmiş. Birden bire dedim ki ‘Sizden öğrensinler edebiyatçıya saygıyı… Türkler öğrensin. Biz zulümle büyüdük. Devlet tarafından zulümle büyütüldük. Şu kalabalığınıza bakın: Edebiyat bir değerdir. sanat büyük bir değerdir. Sahip çıkmak lazım. Siz sahip çıktınız. Ben de size teşekkür etmek için buraya geldim. Sizin yazarınıza gösterdiğiniz sevgiyi görmek, benim için büyük mutluluk.’ Dedim ardından yazılı konuşmamı yaptım…” (Lis yayınları)…
|
|
Sırrını Surlarına Fısıldayan Şehir, Diyarbakır
"Diyarbakır; harcı, acı ve hüzünle karılmış ama umudu her zaman diri tutmuş, ebedi kent... Diyarbakır; bedeninde derin yaralar açılmış yaralı kent... Diyarbakır; ahir zamanlardan bu yana, zamanın ve insanın sayılamayacak kadar çok musibet ve felaketine karşı durabilmiş, dayanabilmiş bir kent. Bir erdemli yürek. Diyarbakır; acısı, hüznü ve umudu henüz yeterince seslendirilmemiş kent…"
Romancı Mehmed Uzun, böyle anlatıyor Diyarbakır’ın sessizliğini ve onun ardındaki yaşam zenginliğini. Elinizdeki kitapla Şeyhmus Diken, sırrını surlarına fısıldayan şehrin bu sessizliğini aralamak için bir adım atıyor. Yine Mehmed Uzun’un deyişiyle: "Şeyhmus Diken, Diyarbakır’ın sesidir. Yumuşakça, dostça akan bir ses. Anlamlı, ferahlatıcı bir ses." Ona geçit veren nehriyle, dağıyla, surlarıyla, yitik mahalleleriyle, göçmüş hemşehrileriyle, sinemalarıyla… Adetleriyle, aşklarıyla, yarenlik kültürüyle…
Ve onca yoksunluğa, zorluğa, zora rağmen bir neşe bulabilmesinde büyük katkısı olan, kendine özgü nüktedanlığıyla…
Diyarbakır’ı bir stratejik yer, bir simge, soyut bir kimlik mekânı olarak değil bir şehir olarak, bir hayat olarak anlatıyor Şeyhmus Diken. O nüktedanlıkla… ve yumuşakça, dostça akan, ferahlatıcı bir sesle (İletişim Yayınları)…
|
|
Türkiye'de Sivil Hayat ve Demokrasi
Eğer hem sivil topluma önem verecek, hem de sivil toplumun sorunları üzerine eğileceksek ve aynı zamanda sivil toplumun Türkiye’nin demokratikleşmesine, adaletli, ekonomik olarak kalkınan ve farklılıkların bir arada yaşadığı bir toplumsal oluşuma dönüşmesine katkı verecek bir “demokratik kurum”, bir “aktif vatandaşlık alanı” olduğunu düşünüyorsak, o zaman ilk olarak sivil toplum hakkında birinci el, deneyime ve yorum-bilgisel anlayışa dönük bilgiye gereksinimiz vardır. Çalışmalarını içerdiği bilgi ve insani boyutu temelinde çok değerli bulduğum ve okuduğum Diken, bizim bu gereksinimimize önemli ve etkili bir karşılık vermektedir.
Diken, sivil toplum içindeki aktif yaşamı ve deneyimleri, hayata demokratikleşme ve barış içinde birlikte yaşama temelindeki bakışı ve yüksek analitik düşünsel yapısıyla bize öğreneceğimiz, zevkle okuyacağımız ve kendi çalışmalarımızda ve araştırmalarımızda kullanabileceğimiz bir ilk el sivil toplum sosyolojik haritası sunmaktadır.
Şeyhmus Diken’in Türkiye’de Sivil Hayat çözümlemesi, hem Türkiye’de sivil toplumun nitel anlamda gelişme sürecine, hem de 1900’lü yıllardan beri Türkiye’de çok ciddi ekonomik, siyasi ve kültürel krizlere ve istikrarsızlıklara neden olan devlet-merkezci yönetim anlayışının sivil toplum yoluyla katılımcı demokratik toplum anlayışına dönüştürülmesine ciddi bir katkıda bulunacaktır. Bu bağlamlarda yapacağımız sivil toplum tartışmasının da temel referans noktalarından birisi olacaktır. Fuat Keyman (Dipnot Kitabevi)…
|
|
Tango ve Diyarbakır
Sözün şeyh olduğu bir diyarda yazmak kolay değil. Diyarbakır'da yazar olmak zor sanat. Aylarca düşünmek taşınmak, zor bela çiziktirmek sonunda da bağrını söz mermilerine açabilmek gerek.
Sultan Şeyhmus'dan müsemma Şeyhmus bunu hep yapıyor. Kendi ve kenti için. Gördüğü, işittiği, dinlediği, okuduğu şeyleri belleğe havale etmiyor. Yoğuruyor, araştırıyor -ne de olsa eski Mülkiyeli- Diyarbakır içinden şöyle bir geçirip yazıya döküyor. Bunu yaparken de Mezopotamya'ya Anadolu'ya, dünyaya sevgiyle bakmayı ihmal etmiyor. Şeyhmus'un parçalar halinde yazdıklarının ekleminde ise şiir var. Şiirin sözü, yazıları bağlayan köprü onun üslubunda. Serhan Ada (Lis Yayınevi)…
|
|
Taşlar Şahit
Diyarbekir, ayna olmadan önce bir taş yurdu, taşlar ocağıdır. O taşlar ki, Ermeni ve Süryani ustaların elinde nakış nakış işlenmiş, kimlik edinmiş, vakti zamanında cenneti de görmüş cehennemi de, taziyesi kurulmuş bu taşların, kimi unutulmuş, kimi derinden çatlamış, kimi un ufak olup, karışmış toprağa…
Şeyhmus Diken’in 2000–2004 yılları arasında Diyarbekir’de kaleme aldığı “şiirsel okumaları”nı, bununla birlikte “Diyarbakır El Sallıyor” başlıklı enfes kent güncesi ve rehberini de bu minvalde ele almak gerekecek. Ne Diyarbekir’in eski Diyarbekir olduğu, ne de sakinlerinin aksine, sakinleşmeyenlerinin sürekli kan kaybettiği bir düzlemde okunmalı Şeyhmus Diken’in Taşlar Şahit kitabı…
Şener Özmen (Lis Yayınları)
|
|