Giriş - İletişim |
|
ARSLAN BAŞER KAFAOĞLU 80.Doğum Günü Fotoğrafları TÜYAP 2008 Fotoğrafları Fotoğrafı büyütmek için tıklayın.
Haydi Bir Düşeş
Benden mektep yıllarına ait yazı istemişsiniz.İyi bir akıl. Çünjkü biz 10 yıl içinde aileden 3 kişi o zamanki adıyla Siyasal Bilgiler Okulunda okuduk. Aileden ilk olarak Dayımın oğlu olmakla beraber kardeşçe büyüdüğümüz dayımın oğlu Ömer Abi oldu. O zamanlar Mektebe sınavla hem geceli hem de gündüzlü öğrenci alınırdı.İlk sıralarda kazananlar geceli olurdu.Sonra da az sayıda gündüzlü alınırdı. Ömer Abim sınavı geceli olarak 1940 yılında kazandı. Mektep Atatürk’ün girişimiyle ve adı Siyasal Bilgiler Okulu’na çevrilerek Ankara’ya alınmıştı. Ömer Abi 1944 te İdari Şubeden mezun oldu, kaymakamlıklarda bulunduktan sonra 1954 yılında Demokrat partiden Yozgat Milletvekili oldu ve siyasette kaldı. 1942 de Mektep giriş sınavına giren Ağabeyim Adnan Başer (O zaman Kafaoğlu soyadı Yoktu) Mali şubeyi 397 numara ile ve İyi derecede bitirdi ve parlak bir meslek yaşamıyla Bakanlığa kadar yükseldi. Ben ise 1945 de okula girip 735 numarayla Mali Şubeden gine İyi dereceyle mezun oldum. Ben bu üç mezunun üçünün de başından geçenlerden bir demet sunabilirim. O zamanlar Okul düzeneğinde olduğumuza için öğretmenlerimiz akademik unvanlı olmak zorunda değildi.Bir kısmı yüksek hakim yada bürokrat idi. Derslerimiz bir alemdi. Hocalar gelir biteviye anlatır, bizler dinlerdik.Ama bir şey anladığımız yoktu. Sonra okuldaki Not İşleri Başkanlığı,anlatılanları Ders Notları olarak parayla dağıtır,onlar üzerinde çalışır (İNEKLER ) sınavlara çıkardık. Bu dersler dışında hayat çok tatlıydı. Toplu olarak Salı ve Cumartesi geceleri sinemaya gidilirdi. Çünkü Bilet 40 kuruştu. Aslında gidilecek sadece 4 sinema vardı Ankara’da. Kalan iki sinemaya ise haftanın diğer günleri öğleden sonra gidilirdi. Okulumuzun bir kapalı salonu vardı ve Ankara’nın o yıllarda tek salonu olduğu için bütün Basketbol ve Voleybol maçları burada yapılırdı,biz öğrenciler bedava girerdik. Şimdi sizlere derslerde geçen bir gülünç olayı anlatayım. Dersleri doğrusu pek dikkatli dinlemezsdik. Bunu Hocalarda bilirdi. Örneğin İktisat Hocası Fethi Çelikbaş.”Haklısınız,sinema olsa 50 Dakika aynı dikkatle seyredilmez “dedi. Ama bir arkadaşımız,”Sinema seyredilir” diye itiraz etti. Gine böyle bir ders. Hoca Eski bir Hakim İ.Hakkı Karafakih. Kendisi Hukuk Muhakemeleri Usulü hocasıydı. Gine anlatıyor. Doğal ki sinek uçsa duyulur biçimde dinliyoruz. Bu sırada bir ses yükseldi -Haydi bir Düşeş daha bu sessin uyandırdığı şaşkınlığımız geçmeden dört ağızdan bir ses yükseldi Zaten çok şaşırarak konuşan Karafakih iyice altüst oldu. Sıraların altında linoleum seriliydi. Meğer bazı arkadaşlar o “birinci kata” inmiş, yani döşemenin üzerine oturmuş tavla oynarlarmış. Teneffüste başlamışlar.Ders saatine girildiğinin farkına varmamışlar. Onlar bizden daha çok hayretteydi. ”Bunlar başımıza niye toplanıyorlar” diye.
ARSLAN BAŞER KAFAOĞLU |
|
||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
SBFDER Web © 2008. Her Hakkı Saklıdır. |
Ana Sayfa |
Hakkımızda |
Fotoğraflar |
Yaşattıklarımız |
Yazılar Sanat Galerisi | SBF<d>DER | Haberler | Üyeler | Linkler | İletişim |